Yüz Bölgesi Estetiği için Botoks Uygulamaları
Botoks (Botilinum toksin) bulunma tarihi olan 1989’dan beri, dünyada başvurulan en sık estetik işlemdir. Bu tedavi, alındaki, kaş arasındaki ve “kazayağı” denilen gözlerin yanındaki kırışıklıkları düzeltmek için uygulanır. Bu kırışıklıklar, yüzün yorgun, yaşlı, mutsuz veya sinirli görünmesine nedne olur. Özellikle yüzün üst 1/3’lük bölgesine yapılan Botoks enjeksiyonlarının sonuçları daha tatmin edicidir ve yan etkileri oldukça azdır. Yüz hareketsiz dururken statik kırışıklığı olan hastalar ve yüz hareketi sırasında kırışıklık oluşan dinamik kırışıklığı olan hastalar Botoks uygulaması için ideal adaylardır.
Her ne kadar yan etkisi ve komplikasyonu gösterilmiş olmasa da gebelik ve emzirme sırasında Botoks uygulaması önerilmez. Cilt altına küçük dozlarda uygulanan Botoksun, anne karnındaki bebeğe ve anne sütüne geçmesi çok beklenen bir durum değildir.
Botoks için kullanılan iğneler oldukça küçüktür. İşlem öncesi, enjeksiyon sahasına anestezik kremler sürülür ve buz uygulaması yapılır ama bütün bunlara rağmen, her enjeksiyonda olduğu gibi hasta az miktarda bir ağrı ve rahatsızlık hissedebilir. Enjeksiyon yapılan sahaya, hastanın en az 24 saat masaj yapması istenmez.
Botoks uygulamasının etki süresi 4 ila 6 ay arasında değişir. Bu süre, yaşınıza, daha önce Botoks yaptırıp yaptırmadığınıza, yüzünüzdeki kırışıklıkların miktarına ve derinliğine göre değişir. Yüz yapısı, diyet ve sigara alışkanlıkları bile bu süreyi etkileyebilir.
Diş Sıkma için Botoks Uygulamaları (Bruksizm için Botoks) / Masseter Botoks
Bruksizm, geceleri ve gün içerisinde dişleri istemsiz olarak sıkmak ve gıcırdatmaktır.
Bruksizmi olan hastalarımız genellikle baş ve kulak ağrısından, boyun ağrısından, dişlerindeki aşınmadan şikayetçi olurlar. Bruksizm, uyku apnesi gibi uyku hastalıklarına yakalanma sıklığını artıran bir durumdur. Dişlerini istemsiz olarak sıkan hastalarımızda, diş ve dişeti hastalıkları görülme sıklığında artış olur, çene eklem rahatsızlıkları artar ve çene eklemi erken deforme olabilir. Çenemizi açmaya yarayan “masseter kasının” büyümesine bağlı yanaklarda şişlikler olabilir.
Yaşam koşullarındaki güçlüklerin artması, insanları daha çok rekabetçi ve agresif olmaya itmektedir. İnsanlardaki stres faktörünün artması ve anksiyete denilen endişe halinin yansıması, istemsiz diş sıkma şeklinde olabilir.
Özellikle geceleri istemsiz dış sıkması olan hastaların önemli bir kısmında, ailede bruksizm öyküsü mevcuttur. Uyku apnesi, reflü, demans, Parkinson ve gece terörü gibi hastalıklarda istemsiz diş sıkma daha sık görülür. Sigara, alkol ve kafein alışkanlığı ve bazı ilaçlar (antidepresanlar özellikle), bruksizm riskini artırır.
İstemsiz diş sıkması olan hastalarda, başarı ile kullanılan tedavi yollarından bir tanesi de “botoks” tur. Çenemizi açmamıza ve kapamamıza yardımcı olan “masseter kasına” ve “temporal kasa” yılda 3-4 defa botoks uygulanarak, bu kaslardaki aşırı büyüme azaltılıp, çene sıkma kuvveti normal hale getirilebilir.
Bu işlem yaklaşık 10-15 dakika arası sürmektedir. Poliklinik şartlarında yapılmaktadır. Enjeksiyon bölgesine uygulanan topikal anestezi ve buz sonrası işleme başlanır.
İşlemin ilk sonuçları bir hafta sonrası görülmeye başlar ve yaklaşık 4 ay sonra kas kuvveti normale gelir.
İstemsiz diş sıkmaya bağlı masseter kasında aşırı büyüme olup, yüz şeklimiz “kare yüz” denilen şekle gelebilir. Kare yüz, daha yaşlı, daha yoğun ve daha sinirli bir yüz ifadesi oluşturur. Tekrarlayan botokslar ile “kare yüz” ifadesi, masseter kasındaki büyümenin gerilemesine bağlı kaybolur ve yüzümüz “ters üçgen” yüz görümüne sahip olur. Ters üçgen yüz ifadesi daha genç ve daha canlı görünmemizi sağlar.
Botoks dışı tedavi yöntemlerinin başında, hastanın alışkanlıklarını düzenlemesini isteriz. Sigarayı bırakması, alkol kullanımının azaltılması, kafein alımının sınırlanması, sakız çiğnememesi, sert yiyecekler tüketmemesi gibi. Özellikle yiyeceklerini, ön kesici dişleri kullanmadan, el ile veya bıçak ile küçük parçalara ayırarak yemesi önerilir. Sandviç gibi, ön dişleri kullandığı ve koparma hareketi yaptığı gıdaları tüketmemesi önerilir.
Diğer bir tedavi, gece plaklarıdır. Diş sıkma alışkanlığı özellikle geceleri olan hastalarımızda oldukça başarılıdır. Hasta gece yatmadan alt ve üst dişlerine bu plakları taktıktan sonra yatar. Diş sıkma esnasında çeneye binen kuvvet azaltılır.